“MUTLU HAYAT: Sürekli Mutluluk İçin 25 Basit Uygulama” e-kitabını size gönderebilmem ve
eğitim, etkinlik ve çok özel fırsatlardan tam zamanında haberdar olmak için:
Psychology Today sitesinde, Hara Estroff Marano tarafından yazılmış “Our Brain’s Negative Bias – Why our brains are more highly attuned to negative news”makalesinin İngilizce orijinali için tıklayın.
Aşağıdaki metin, söz konusu makalenin Davranış Bilimleri Enstitüsü tarafından tercüme edilmiş Türkçe çevirisidir.
Ayrıca şikayet etmenin bize neler yaptığını okumak için tıklayın: “Vah Başıma Gelenler”
– Neden bir zamanlar bize yapılan hakaretler, kötü davranışlar beynimizin içine belki de yıllar boyunca yerleşip kalıyor?
– Neden insanların depresyonu geçiştirmek için fazladan çaba göstermesi gerekiyor?
Bütün bunlar beynimizdeki “negatif eğilim”den kaynaklanıyor: Beyniniz, kötü haberlere karşı daha fazla duyarlılık gösteriyor. Bu eğilim, o kadar otomatik bir şekilde meydana geliyor ki, beynin bilgi işleme sürecinin en erken safhalarında bu keşfedilebilir.
John Cacioppo…
Örnek olarak, önceden Ohio State Üniversitesi’nde, şimdi ise Chicago Üniversitesi’nde çalışan John Cacioppo’nun çalışmalarını ele alabiliriz: Cacioppo, insanlara değişik duygular uyandıracak resimler gösterdi; pozitif duygu uyandıranlar (örn: Ferrari, pizza), negatif duygu uyandıranlar (örn: kötürüm bir surat, ölü bir kedi) ve nötr duygu uyandıranlar (örn: tabak, saç kurutma makinesi). Aynı zamanda, bu sırada oluşan bilgi işlemenin şiddetini yansıtan ve beynin serebral korteksinde meydana gelen elektriksel aktivite kayıt edildi.
Cacioppo’nun açıklamalarına göre; beyin negatif uyaranlara karşı daha güçlü bir tepki gösteriyor. Elektriksel aktivitede daha fazla bir dalgalanma meydana geliyor. Bu yüzden, tutumlarımız iyi haberlere oranla kötü olaylardan daha fazla etkilenmektedir.
Niyet iyi ama…
Negatif olaylara daha fazla ağırlık vermemiz aslında iyi bir sebepten kaynaklanıyor olabilir ve bizi zarar verebilecek şeylerden koruyabilir. İnsanlık tarihi boyunca, hayatta kalmamızı tehlikelerden kaçma yeteneğimize borçluyuz. Beynimiz, bizim tehlikeleri fark etmemizi kaçınılmaz kılacak ve böylece bunlara tepki göstermemizi sağlayacak sistemler geliştirmiştir.
Negatif durumlara karşı beynin aşırı duyarlı olması, bu eğilimin yaşamımızın bütün alanlarında da çalışacağı anlamına gelmektedir.
Tüm hayatımızı etkiliyor…
Bu eğilimin, yakın ilişkilerimizin çoğu üzerinde güçlü bir rolü olması sürpriz değil. Birçok çalışma göstermektedir ki, çiftler arasındaki ilişkilerde olumsuzluk ve olumluluk arasında ideal bir denge vardır. Sağlıklı evliliklerde, olumlu ile olumsuz arasındaki dengeyi otomatik olarak ayarlayan bir termostat var gibidir.
Mutlu çiftleri, evliliklerinde derin sorunlar yaşayan diğer çiftlerden esas ayıran şey, birbirlerine karşı olan, olumlu ve olumsuz duygu ve hareketler arasındaki sağlıklı dengedir. Çok sık tartıştıkları halde, bu durumu birbirlerine sevgi ve tutku gösterileriyle dengeleyebilen çiftler vardır. Bu çiftler, pozitif davranışlara ne zaman ihtiyaç duyulduğunu net olarak bilirler.
Fakat bu işin hileli bir tarafı var. Negatif, pozitife oranla daha ağır bastığı için, dengenin sağlanması demek, pozitif ile negatif arasında %50 eşitlik olacak anlamına gelmemektedir.
Araştırmacılar, çiftlerin kavga ederek ve olumlu bir şekilde geçirdikleri zamanı dikkatli bir şekilde planını çıkardılar ve evlilik hayatını, her iki partner için de tatmin edici kılmak için gerekli olan olumsuzluk ile olumluluk miktarının arasında çok spesifik bir oran olduğunu buldular.
1/5
Bu sihirli oran bire beş. Karı-koca arasında her olumsuz olaya karşılık, beş kez pozitif duygular ve etkileşim meydana geliyorsa, bu evlilik zamanla daha dengeli olacak gibi gözükmektedir. Buna karşılık, boşanan çiftler aralarında gelişmekte olan olumsuzluklarla mücadele etmek için çok az pozitif şey yapıyorlar.
Diğer araştırmacılar da, yaşamımızın diğer alanlarıyla ilgili olarak benzer sonuçlar bulmuşlardır. Önemli olan, bire beş oranındaki bu küçük pozitif hareketlerin sıklığıdır.
Ara sıra meydana gelen büyük pozitif deneyimler (örn: doğum günü kutlaması) de iyidir, fakat bu tip deneyimler, beynimizin negatif eğilimi önemsememesini sağlayacak etkiyi yaratmıyor. Terazide mutluluğun ağır basması için, küçük pozitif deneyimlerin sıklığı önemlidir.
Beyninizin negatif eğiliminden en az etkilenmek ve hayalini kurduğunuz hayatı gerçekleştirmek istiyorsanız, bana yazın:
Birlikte bunu nasıl yapabileceğinizin stratejisini oluşturalım…
Çünkü beyniniz stratejilere bayılır!
“MUTLU HAYAT: Sürekli Mutluluk İçin 25 Basit Uygulama” e-kitabını size gönderebilmem ve
eğitim, etkinlik ve çok özel fırsatlardan tam zamanında haberdar olmak için: